Konuk YAZAR

Tarih: 11.10.2024 00:17

Yeni bir “Çözüm Süreci” mi dediniz?

Facebook Twitter Linked-in

 

 

2002 yılında, PKK terör örgütünün gücü iyice zayıflamış ve terör olayları minimize edilmişti. 2002 yılında şehit sayısı altı güvenlik görevlisidir. (1) PKK elebaşı Öcalan’ın 1999’da yakalanmasının ardından toparlanmak için eylemsizlik kararı alan terör örgütü, 2004 yılından itibaren silahlı varlığını tekrar harekete geçirmiştir. Terör örgütünün şiddet eylemleri, 2007-2008 yıllarında zirveye ulaşmıştır. 2002-2006 yılları arasındaki dönem, terörle mücadelede kaybedilmiş yıllardır. (2) “Demokratik Açılım Süreci”, Temmuz 2009’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yapılan bir konuşma ile başlatılır. Hükûmete göre hedef, demokratikleşme yolu ile terör sorununun çözülmesiydi. 10 Mart 2009’da, Cumhurbaşkanı Gül, İran’a giderken bu konuda soru soran bir gazeteciye, “yakında çok güzel şeyler olacak” diyordu. (3) Çünkü 29 Mart 2009’da yerel seçimler vardı ve bu seçimler çok önemliydi.

 

19 Ekim 2009’da, terörist başı Öcalan’ın çağrısı ile PKK’nın kontrolündeki Kandil ve Mahmur kamplarından 34 kişilik bir grup, terörist kıyafetleri ile Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. Teröristler, Silopi’de Halkın Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de bulunduğu 50 bin kişi tarafından davul, zurna ve halaylarla karşılandı. Habur’da çadırda kurulan mahkemede teröristlerin yargılaması yapıldı. Sorgulama sonrası serbest bırakılan teröristler, o dönemin HDP Genel Başkanı’nın da yer aldığı 15 HDP milletvekili ile Diyarbakır’a gittiler. Bin araçlık konvoyla, Diyarbakır’a gelen grubu 50 bin kişi karşıladı. (4) Cumhurbaşkanı Gül’ün, altı ay önce “güzel şeyler olacak” demesinin ardından gerçekleşen Habur olayı, PKK’nın başarısı ile sonuçlanmış oldu. Oysa Habur olayına kadar geçen sürede, 7 bin asker, polis ve köy korucusu şehit olmuş, 5.500 sivil katledilmişti. (5) Habur olayı, Türk Siyasi ve Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti.

 

MİT Müsteşarı başkanlığında bir heyet tarafından PKK ile “Oslo Görüşmeleri”nin yürütüldüğü ve PKK ile bir protokolün yapıldığı haberleri basında yer aldı. Protokolde, Haziran 2011 seçimlerine kadar ateşkesin sağlanması, KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği-PKK’nın çatı örgütü) tutuklularının ve bazı Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması, bölgedeki operasyonlara son verilmesi gibi maddelerin olduğu ortaya çıktı. Görüşmelere, İngiliz ve diğer yabancı temsilcilerin katıldığı yazıldı. (6) Böylece PKK, hükÛmet tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti karşısında, bir taraf durumuna getirilmiş ve İngiltere üçüncü göz olarak görüşmelere katılmıştır. Ama en öncelikli konu, 12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimlerdi ve bu seçimler çok önemliydi.

 

1 Eylül 2013’te, Dünya Barış Günü nedeniyle HDP Diyarbakır’da bir miting düzenledi. Mitingde PKK terör örgütü marşı okundu, bu arada PKK’nın Suriye kolu PYD’nin eş başkanı Asya Abdullah mitinge katıldı. 8 Haziran 2014’te Diyarbakır’da bir terörist askerÎ kışlaya girerek Türk Bayrağını indirdi. 15 Ağustos 2014’te Lice’de bir teröristin heykeli dikildi. Heykel, ancak dört gün sonra mahkeme kararıyla kaldırıldı. (7)

 

15 Kasım 2013 yılında, Nusaybin’de görev yapan askerÎ araçlara PKK’lı teröristler ateş açtı. Askerler karşılık verdi. Genelkurmay Başkanlığı bu konuda, “…Açılan bu ateşe, meşru müdafaa kapsamında Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar üzerindeki makineli tüfekler ile derhal karşılık verilmiş, unsurlarımızın karşı ateşi üzerine terörist ateşi kesilmiştir…” şeklinde bir açıklama yaptı. (8) Genelkurmayın açıklaması, yardımsever bir derneğin protestosuna karşı yapılmış gibiydi. Fakat PKK, bir yardımsever derneği değildi. Bu süreçte, Türkiye yerel seçimlere gidiyordu ve 30 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimler çok önemliydi.

 

16 Kasım 2013’te, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır’da görüşmesi planlandı. Barzani, Habur sınır kapısından 50 araçlık bir konvoyla törenlerle karşılandı. Diyarbakır caddeleri IKBY’nin bayraklarıyla donatıldı. Diyarbakır Valiliği önündeki “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” yazısı kaldırıldı. Diyarbakır Belediye Başkanı, Barzani’yi “Kuzey Kürdistan’a hoş geldiniz” sözleriyle karşıladı. Barzani’nin yanında gelen Kürt Şarkıcı Şivan Perver ile İbrahim Tatlıses beraber şarkı söylediler. Kürtçe şarkılar söylendiğinde çok duygulanan devlet protokolü hep birlikte ağladı. Başbakan konuşmasında, “Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi” diyerek “Kürdistan” kelimesini kullandı. (9) İşte bu dönemde, Türkiye’de 30 Mart 2014’te yerel seçimler ve 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçimleri vardı. Ve bu seçimler çok önemliydi.

 

6-7 Ekim 2014’te, IŞİD’in Suriye’de Ayn el Arap’a (Kobani) saldırısı gerekçesiyle, Türkiye’de halkın kışkırtılması sonucu 45 vatandaş hayatını kaybetti, 2 polis şehit oldu. 25 Ekim 2014’te, Yüksekova’da 3 asker, işlek bir caddede gündüz saatlerinde başlarından vurularak şehit edildiler. 29 Ekim 2014’te, Diyarbakır Bağlar ilçesinde pazarda ailesiyle alışveriş yapan bir astsubay, başına ateş edilerek şehit edildi. (10) Sınır ötesi kara veya hava harekâtı düşünülmedi. 7 Haziran 2015’te genel seçimler yapılacaktı ve bu seçimler çok önemliydi.

 

7 Haziran 2015 genel seçim sonrası, terör olaylarının hızla artması nedeniyle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ağustos 2015’te NTV canlı yayınında, Genelkurmay Başkanı’nın belki de söyleyemediği, güvenlik kuvvetlerinin PKK’nın eylemlerine sessiz kalışını şöyle açıkladı: “Halkın şöyle söylediğini biliyorum ‘Üzerinde silah olan bu PKK’lı teröristler karakolun önünden geçiyor. Asker de onlara hiç bir şey yapmıyor.’ Durum biraz böyleydi. Ama bunun bir tek sebebi vardı, terörün tekrar hortlamaması ve siyasi görüşmelerin sonuca ulaşması.” (11) AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da HABERTÜRK’te: “Devlet, ‘Çözüm Süreci’nde operasyon yapmazken, PKK yığınak yapıyordu. PKK 2,5 yıllık çözüm süreci boyunca silahı bırakmadığı gibi aksine daha çok palazlandı. İnsan kaçırmak, haraç kesmek, karakol kurmak, vergi daireleri oluşturmak gibi faaliyetlerde bulundu…” şeklinde itiraflarda bulundu. (12) Bu sözler, gerçekte Anayasa ile Türk Ceza Yasası’nın rafa kaldırıldığının itirafıydı. PKK terör örgütü, “Çözüm Süreci” döneminde, operasyonların durması sayesinde Türkiye’ye en az 80 bin silah ve 63 ton patlayıcı madde depoladı. Suriye iç savaşında modern tanksavar silahları elde ederek Türkiye’ye getirdi. (13)

 

Yeni bir “Çözüm Süreci” ya da “Açılım Süreci” veya “Demokratikleşme Adımı” mı dediniz? Önümüzdeki süreçte, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Ve bu seçimler çok çok çok önemlidir…

 

--------------

 

(1) Naim Babüroğlu, Yalanlar ve Gerçekler, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2023.

 

(2) Alaettin Parmaksız, PKK Gerçeği, s.130; Osman Ararat, PKK Terörü ve Türkiye s.142.

 

(3) Osman Ararat, PKK Terörü ve Türkiye s.153.

 

(4) Osman Ararat, PKK Terörü ve Türkiye s.154-156.

 

(5) Alaettin Parmaksız, PKK Gerçeği, s.33.

 

(6) Akşam Gazetesi, 24 Nisan 2013; CNN TÜRK.com, 18 Eylül 2012, saat 15.17.

 

(7) Sabah Gazetesi, 8 Ağustos 2015; Arslan Bulut, Yeniçağ Gazetesi, 8 Ağustos 2015.

 

(8) Hürriyet Gazetesi, 15 Kasım 2013.

 

(9) Hürriyet Gazetesi, 16 Kasım 2013; Naim Babüroğlu, Yalanlar ve Gerçekler, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2023.

 

(10) Osman Ararat, PKK Terörü ve Türkiye, s.166.

 

(11) Arslan Bulut, Yeniçağ Gazetesi, 7 Ağustos 2015.

 

(12) Arslan Bulut, Yeniçağ Gazetesi, 7 Ağustos 2015.

 

(13) Prof. Dr. Ümit Özdağ, 21. Yüzyıl Enstitüsü, Seçime Giderken PKK Ayaklanması, 26 Ağustos 2015.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dr.Naim BABÜROĞLU(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —